Anasayfa » Yaşam » 40 Yıllık Hatır Türk Kahvesinin Hikayesi

40 Yıllık Hatır Türk Kahvesinin Hikayesi

Bu yazıda kültürümüzün bir parçası ve benim de tutkunu olduğum Türk kahvesinin hikayesi var. Kahve ile ne zaman tanıştık, kahve Türkiye’ye ne zaman geldi? Avrupa ve daha sonra Dünya Türk kahvesiyle nasıl tanıştı?

Hadi gelin bir fincanının 40 yıl hatırı olan Türk kahvesinin tarihi ve ülkemize geliş serüvenini birlikte okuyalım.

Türk Kahvesinin Hikayesi

Kahve Yemen’den Osmanlı Sarayına getirilmiştir. Yaklaşık 475 yıl önce Yemen Valisi Özdemir Paşa, bir hazine gibi keşfettiği kahve çekirdeklerini İstanbul’a getirmiş ve ilk Türk kahvesi tohumları Taht-ul Kale’de atılmıştır. Yani bugünkü ismiyle Tahtakale’de.

Kahvenin Anadolu’ya gelişi 1520-1566 yıllarında hüküm süren Kanuni Sultan Süleyman (1. Süleyman) dönemine rastlamaktadır.

Türk kahvesi, Eminönü Taht-ul Kale’de bir sokağa adını verdi; Tahmis Sokak (Tahmis: Kurukahve. Tahmisçi: Kurukahveci). Kahve, Taht-ul Kale’den bütün dünyayı etkileyecek yolculuğuna başladı.

40 yıllık hatır Türk kahvesinin hikayesi
40 yıllık hatır Türk kahvesinin hikayesi

Taht-ul Kale’den Avrupa’ya

Venedikli ve Marsilyalı tacirler İstanbul’da her geçen gün daha da değerlenen Türk kahvesini Avrupa’ya götürdü.

Türkiye’den getirdiği eşyaları arasında çuvallar dolusu kahve de bulunan Osmanlı Sefiri Süleyman Ağa, Paris’te Fransızlara Türk kahvesini “sihirli içecek” olarak tanıttı.

Hoşsohbet Nüktedan Süleyman Ağa, IV. Sultan Mehmet’in 1669’da Fransız Kralı 14. Louis nezdinde gönderdiği Türk Elçisiydi. Türk kahvesinin eşsiz lezzetinin yanı sıra kültürünü ve sohbetini de paylaşan Süleyman Ağa’ya konuk olmak Paris sosyetesi için bir ayrıcalık sayılıyordu.

Hoşsohbet Nüktedan Süleyman Ağa kahve hakkında sayısız hikâye anlatarak Paris’teki herkesi etkiliyordu.

II. Viyana Kuşatması ise kahveye Avrupa’da başarılı bir yolun kapısını açtı. O dönemde açılan Viyana kahvehaneleri, diğer birçok ülke tarafından örnek alınmıştır.

Sanatçıları Etkileyen Serüvenin Kahramanı

Kahve kısa sürede sanatçıları da etkiledi. Kahve tutkunu olan J. S. Bach kahve aşkını ünlü Kahve Kantatında notalara döktü. Kantatın Türkçe sözleri:

“… Ah, Kahve ne tatlı,
Binlerce öpücükten daha tatlı,
Muscat şarabından daha yumuşak …”

Dünyaca tanınan kahve tutkunlarından bazıları Madame de Pompadour, Alexandre Dumas, Andre Gide, Moliere, Pierre Loti, Victor Hugo, Honore de Balzac…

19. yüzyıl sonu ve 20. yüzyıl başı yaşamış olan Hoca Ali Rıza da önemli bir kahve tutkunuydu. Dönemin yazlık ve kışlık kahvehanelerini, kahve ocaklarını, fincanlarını, cezvelerini, kahve dolaplarını ve seyyar kahvecilerini karakalem resmeden Hoca Ali Rıza’nın korunabilen onlarca resmi, özel koleksiyonunda yer alıyor.

Türklerin Dünya’ya Armağanı

Türklerin Dünyaya armağan ettiği Türk kahvesinin hikayesi bu şekilde. Türk kahvesi dünyanın her yerinde kendi kültürünü yaratmaya devam ediyor.

Yaygın teknoloji ve farklı kültürlere rağmen Türk kahvesi öz lezzetini hala Tahtakale’de buluyor.

Kaynak
Kuru Kahveci Mehmet Efendi

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir