İnsanoğlu için uzay her zaman merak edilen bir konu olmuştur. Güneş, yıldızlar, gezegenler, ay ve dolayısıyla gökyüzü tarih boyunca daima ilgi çekmiştir. Astronomi biliminde gökyüzünün derinliklerini incelemek için teleskop adı verilen büyük dürbünler kullanılıyor. Peki teleskop ne zaman icat edildi ve teleskopu ilk kim icat etti hiç merak ettiniz mi?
Hadi gelin icadından günümüze kadar teleskopun tarihi gelişimini birlikte keşfedelim.
Teleskop Nedir?
Kelime anlamı olarak teleskop, gözlemevlerinde (rasathane) kullanılan çok güçlü bir dürbündür. Uzaydan gelen her türlü radyasyonu alıp görüntüleyen bir rasathane cihazıdır.
Bugün astronomi bilginlerine gökyüzünün derinliklerini keşfetme imkanı veren dev teleskoplar bulunmaktadır. Teleskobun icadı çok önemlidir. Zira teleskobun keşfi uzay biliminin gelişmesine sebep olmuştur.
Teleskopu Kim İcat Etti?
İlk teleskopu 1608 yılında Hollandalı gözlükçü Hans Lippershey icat etti. Hollandalı gözlükçü buluşunu aslında bir rastlantı sonucunda elde etmişti.
Buna göre belli aralıklarla yerleştirilmiş iki gözlük merceğinden bakıldığında, bakılan nesnenin daha büyük ve daha yakın göründüğünü belirledi.

Hans Lippershey’in teleskopu icat ettiği günlerde Lyman Spitzer ve Zacharias Jannssen isimli bilim insanları da farklı prototipte teleskop icat ettiler. Bu sebeple bazı kaynaklarda teleskopun keşfi üzerine her üç bilim insanın da adı geçer.
Fakat teleskopun keşfi üzerine patent başvurusu yapan ilk kişi Hans Lippershey’dir. Bu sebeple teleskopun mucidi Hans Lippershey olarak kabul edilir.
Teleskopun Tarihi
İlk teleskopun icadından sonra başka bilim insanları da teleskoplar üzerine çalışmalar yaptılar. Bu çalışmaları ile teleskopun gelişimine katkı sağladılar. İşte teleskopun gelişiminde önemli kilometre taşları:
Galileo Teleskopu
Galileo Galilei, Hans Lippershey’in buluşunu öğrenmiş ve buluşundan esinlenmişti. Bundan bir yıl sonra da küçük bir dürbün icat etti (1609). Galileo teleskopu olarak da adlandırılan bu küçük dürbün uzay cisimlerini incelemeye elverişli ve bu alanda kullanılabilen ilk dürbün olma özelliğindedir.
Bu sebeple, bugün astronomi bilginlerine gökyüzünün derinliklerini keşfetme imkanı veren dev teleskopların tarihinin 1609 yılında Galileo’nun bulduğu küçük dürbünle başladığı kabul edilmektedir. Hatta astronominin (gök bilim) de başlangıcı yine 1609 yılı olarak kabul edilmektedir.

Galileo’nun yaptığı dürbün iki mercekten oluşuyordu. Biri objektif olarak kullanılan mercek, diğeri ise her iki kenarı dışbükey olan bir mercekti. Mercekler ince bir borunun iki ucuna yerleştirilmekteydi. Göz, içbükey merceğe yaklaştırıldığında örneğin incelenen bir gök cisminin görüntüsü daha yakın oluyordu. Buna bağlı olarak da gök cismi daha büyük görülmekteydi.
Kepler Teleskopu
Galileo’nun bulduğu aygıt daha sonra Alman bilgin Johannes Kepler tarafından geliştirildi. Kepler, bu aygıta bir çift mercek daha ekledi. Bu teleskopa aynı zamanda “Kepler Teleskopu” da denilmektedir.
Ne var ki, teleskopların boyutları büyüdükçe, bir sakıncaları daha belirgin hale geliyordu. Teleskopun verdiği görüntü bulanık oluyor, en ışıklı bölgelerin çevresinde renkli halkalar ortaya çıkıyordu. Bu aksaklık o dönemin merceklerinin henüz kusursuz olmayışından kaynaklanmaktaydı.
Newton Teleskopu
Bu aksaklığa çözüm olması için İngiliz bilim adamı Isaac Newton bir başka teleskop türü geliştirmişti. Bu teleskop türünde, objektifte yer alan merceğin yerini diğer ucu açık olan küçük bir borunun bitimine konan parabol biçiminde bir ayna almıştı.
Newton’un tasarladığı ve küçük bir örneğini gerçekleştirdiği teleskopla incelediği gökcisminin görüntüsü küçük borunun açıklığı yoluyla ayna tarafından yansıtılmaktaydı. Aynadan yansıyan görüntü bu kez 45 derece eğik ve açık ucun yakınına yerleştirilen daha küçük bir ayna üzerine düşüyordu. Görüntü bu ikinci aynadan borunun yanına yerleştirilmiş bir bakaç’a yönlendiriliyordu.

Bakaç yoluyla da görüntü gözlem yapan kimsenin gözüne ulaşıyordu. Newton’un geliştirdiği bu teleskopa “Aynalı (Reflektör) Teleskop” veya “Yansıtıcı Teleskop” adı verilmiştir. Newton’un icat ettiği bu teleskop ilk aynalı teleskop olma özelliğini de taşımaktadır.
Teleskop Çeşitleri
Temelde “kırıcı” ve “yansıtıcı” olmak üzere iki farklı teleskop türü bulunmaktadır.
Aslında astronomi çalışmalarında çeşitli dalga boylarındaki elektromanyetik dalgaları algılayan teleskoplar da kullanılmaktadır. Gamma ışınları, ultraviyole, kızıl ötesi gibi dalgaları algılayan teleskoplar da vardır.
Ancak teleskop denilince çoğu zaman görünür ışığın kullanıldığı optik teleskoplar akla gelir ki bunlar da kırıcı ve yansıtıcı olmak üzere ikiye ayrılırlar.
- Kırıcı Teleskop: Görüntü oluşturmak için mercekler kullanılmaktadır. Yani teleskoba gelen ışınlar mercekten geçerek göze gelir.
- Yansıtıcı Teleskop: Görüntü oluşturmak için eğrisel bir ayna ve mercek kullanılmaktadır. Yani teleskoba gelen ışınlar aynadan yansıyarak göze gelir.
Dünya’daki en büyük yansıtıcı teleskop olan Mauna Kea, Hawai’deki Keck Observatory’dedir. Burada çapları 10 metre olan, büyük bir yansıtıcı yüzey oluşturmak için birlikte çalışan 36 adet altıgen şekle sahip, bilgisayar kontrollü aynası olan iki adet teleskop vardır.
Buna karşılık, Dünya’daki en büyük kırıcı teleskop ise Williams Bay, Wisconsin’deki Yerkes Observatory’dedir. Çapı ise 1 metredir.
Sıkça Sorulan Sorular (SSS)
Teleskopu 1608 yılında Hollandalı gözlükçü Hans Lippershey icat etti.
Galileo Galilei, 1609 yılında Lippershey’in teleskopunu geliştirdi ve gökyüzü gözlemi için elverişli bir hale getirdi.
Aynalı teleskopu İngiliz bilim adamı Isaac Newton icat etti.
Kırıcı ve yansıtıcı olmak üzere iki farklı optik teleskop vardır.
Yazı Önerisi: